------alıntı--------
seyh bedrettin destaninda kullanilan ifadedir. "yemegimi, suyumu, topragimi paylasirim ama yarimin yanagi sadece benimdir arkadas, kusura kalma" anlamina gelir özetle.
ekşi sözlük
-----alıntı-----------
bu sözü ilk kez yazım hataları ile beraber okudum. pek bi anlam veremesem de birkaç defa okuyunca hoşuma gitti. dostluğu, arkadaşlığı, samimiyeti, fedakarlığı hatta daha da abartıp düşlerdeki ütopik komünal yaşamı bu kadar duru ve sade sanırım anlatmak kolay olmasa gerek.
blogun önsözünde bahsettiğim kriterin dışına çıkmış gibi gözüksem de kanaatimce çizdiğim yoldan sapmadım ki bu sayfaya gecenin köründe, üşenmeden bomboş lakırtıları sıralıyorum. hem size ne oluyor ki, eleştiri kabul etmiyorum dostum. ne, bir şeyler mi dedin! kapat lan sayfamı. bir daha chrome'mu açtığını görmeyeyim. tövbe tövbe.
asabım bozuldu su verin bir bardak. neyse ulvi duyguların esiri olarak hangi niyetle açtığım bayramlık ağzım hesapta olmayanın başına patlıyor. kısmeti olanın nasibi sakınmıyor; sapıtanın haddini bildiriyor. kısacası cesar'ın hakkını cesar'a teslim ediyor.
o değilde filmlerle mi ifade etsem yoksa şarkılarla mı. entelektüel hareketlerim olmadığından efsane olmuş tiyatro oyunlarından yada sürükleyici, enfes dünya klasiği kitaplardan tarif edemeyeceğim. entelektüel olmamak benim suçum değil öncelikle belirtmeliyim. bir kere tiyatronun ülkemizde yaygın olmaması şahsi tedbirsizliğimden ortaya çıkmadı. eğer kitaplar konusunda eleştiri verirseniz yerden göğe kadar haklısınız. durağan ve hareketsiz bir ortama götür beni, çıtımı çıkartırsam şerefsizim. gözlerim ortamın mistik havasından kendi kendine kapanacaktır. üşengeçlik, uyuşukluk yada tembellik; ismini koyma şerefini size bırakacağım. kitap okumayı bu bağlamda ele aldığımda tabi ki her defasında elimde patlayacaktır. daha önsözü bitiremeden uyuya kalmam abes olmamalı. mesela, bir adamın yataktan kalkma hareketini ele alırsam, bir sayfa süren odanın tasviri bayılmama neden olur. bence tasvirler romanın zengin ve özgün olmasından ziyade; kitabın kalın ve pahalı olmasını sağlayan yayın evinin tuzağıdır. birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde oyunlara gelmeyelim dostlar lütfen. aslında biraz daha kurcalamaya afedersiniz götüm yemiyor da. altından yine amerika çıkacak diye hafiften tırsmıyor da değilim.
yavaştan kaçıyorum uykum geldi ama en kısa sürede bu yazıyı bitireceğim
saygılar.
2 Eylül 2011 Cuma
bomboş sayfayı bulmuşum, affetmem yazarım
Yaklaşık 60x60 ebatlarında beyaz katlanabilen masanın üzerine yaz kampından aşırdığım HKMO bilmem kaçıncı teknik kurultaya ait sonuç bildirgesi isimindeki kalın kitapla bütünleşmiş laptopum çalışır vaziyette takılıyor. Tabi gecenin bir vakti balkonda yalnız başına gecenin karanlığını silmeye çalışan binlerce yıldızı izlemesine gönlüm el vermedi. Ailemizin teknoloji dostu bendeniz, kara kuru portatif dostuma bu saatte yarenlik etmekteyim.
Uzun zamandır aklımdan bişiler karalamayı geçiriyordum. Öncelikle temayı belirlemem gerekiyordu. Değineceklerim ve en sonunda yazıyı anlam bütünlüğü ile bitirebilmem öncelikli kriterlerimi oluşturuyor. Bakalım dünyanın en yüzeyseli olmasam da bir avuç sayılı yüzeyselleri içinde hatırı sayılır konumum ile yine boş içeriği size nasıl yutturacağım.
Uzun zamandır aklımdan bişiler karalamayı geçiriyordum. Öncelikle temayı belirlemem gerekiyordu. Değineceklerim ve en sonunda yazıyı anlam bütünlüğü ile bitirebilmem öncelikli kriterlerimi oluşturuyor. Bakalım dünyanın en yüzeyseli olmasam da bir avuç sayılı yüzeyselleri içinde hatırı sayılır konumum ile yine boş içeriği size nasıl yutturacağım.
Artık ekşi sözlükteki format ve tanım diretmelerinden bunaldığımı söylemek istiyorum. Orada yine yazmaya devam edeceğim ama öncelikli olarak kendime blog oluşturmak istiyorum. Kuru, temiz ve herhangi başka düşüncenin varlığından habersiz benliğim bakalım bu sefer orada ki gibi aynı satırları mı yumurtlayacak. Kanımca daha önce yazılmışı söylenmişi bir daha dile getirmenin sakıncası olmayabilir. Belki de ben daha güzelini söyleyeceğimdir; bunu ancak öncekilerden habersiz olduğumda denersem yapabilecekmişim gibi hissediyorum. Orada ki kalitenin daha altında, vasatın onda birini aratacak cümlelerde kurabilirim. Hafiften tırsmıyor değilim de.
Blogumun ilk yazısı olarak bunu sunmayı düşünüyorum. Herkesin bir popisi vardır derler ya, benim biricik popimde bir yere çöküp aklımdan geçirdiklerimi düzgünce bir bir sıralayarak hafızamın yapacağı olası götlüğe karşın olsun; değişecek ruh halime, bugün beynimde birer düşünce olarak aklımdan geçenleri gelecekte reddetme ihtimaline karşın olsun geçmişimle her daim barışık yaşama arzumdan başka bir şeyde değildir.
Saygılar.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)